Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | öne eğilmek | bend forward f. | ||
Tom bent forward. Tom öne eğildi. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | öne eğilmek | lean forward f. | ||
She closed her eyes, pursed her lips and leaned forward for a kiss. Gözlerini kapattı, dudaklarını büzdü ve bir öpücük için öne eğildi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | öne eğilmek | bend down f. | ||
Genel | öne eğilmek | flag f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | öne eğilmek | hang down f. | ||
Öbek Fiiller | öne eğilmek | incline forward f. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | öne eğilmek | devall f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | öne doğru eğilmek | lean forward f. | ||
Tom leaned forward to kiss Mary. Tom Mary'yi öpmek için öne doğru eğildi. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | (öne doğru) hızla eğilmek | duck down f. | ||
Tom ducked down behind his car. Tom arabasının arkasında hızla eğildi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | eğilmek (öne) | stoop f. | ||
Genel | öne doğru eğilmek | stoop f. | ||
Genel | öne doğru eğilmek | lout f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | öne doğru eğilmek | buckle up f. | ||
Öbek Fiiller | öne doğru eğilmek | lean across (someone or something) f. | ||
Öbek Fiiller | öne doğru eğilmek | lean across someone or something f. | ||
Öbek Fiiller | öne doğru eğilmek | incline forward f. | ||
Öbek Fiiller | öne doğru eğilmek | lean across f. |